THE WİTNESS - İNCELEME
Jonathan Blow, birçok oyuncunun aşina olmadığı bir isim olabilir. Lakin hayatının kıyısında Braid ile tanışmış bir oyuncuysanız da sizin için çok şey ifade edecek, The Witness ile bir kez daha saygınızı kazanacaktır.
Braid, Xbox 360 platformuna özel olarak çıktığında türe farklı bir soluk getirmiş, yakaladığı başarı ile de bağımsız oyun geliştiricilerine yeni bir pencere açmıştı. Sonrasında zaferin getirmiş olduğu yorgunluk ile Blow, bir süre inzivaya çekildi. 2009'da ise Myst'tan esinlenerek hazırlayacağı yeni oyunu The Witness için kolları sıvayacaktı. Yedi yıllık bir geliştirilme sürecinin ardından nihayet tamamlanarak bizlerin beğenisine sunuldu.
2008 yılında oyuncularla buluşan Braid, 2014 itibariyle 4 milyon dolarlık bir gelir elde etti. Kendi grafik motorunu kullanan The Witness'ın geliştirilme sürecinde toplam 6 milyon dolar harcandı. İlk hafta satışlarında ise 5 milyon dolarlık bir gelire imza attı. Torrentte en çok indirilen korsan oyunlarda şu aralar ilk sırada yer alıyor.
The Witness için 'açık dünya bir adada geçen bulmaca ağırlıklı macera oyunu' ifadesini rahatlıkla kullanabiliriz. Tabii tezgahta yemeğin altına koyduğumuz eski gazete parçası üzerindeki çapraz bulmacayı dahi esgeçmeyen bir ecdadın torunları olduğumuzdan 'bulmaca' kısmı pek bir ilgimizi çekecektir.
Oyunun ana teması bulmacalar konusuna girmeden önce The Witness'ın herkese hitap etmeyen bir oyun olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü bu oyunda etrafınızı saran çılgın zombiler veya aksiyonun hiç bitmediği anlar yok. Bu konuda özellikle beklentilerinizi iyi seçmeniz gerekiyor. Buna karşın aileniz ile birlikte, hatta eşi dostu yanınıza alarak harika vakit geçireceğiniz bir oyun olacağını da bir köşeye not edin.
Oyunun sanatsal grafiklerine hayran kalmamak elde değil.
İlk görüş açısı (FPS) ile hakim olduğumuz oyuna başladığımızda kendimizi uzun ince bir tünelin içinde 'ışığı gördüm' edasıyla buluyoruz. Birkaç adımlık yolculuğun sonunda ise bir ressamın elinden çıkmış görseli ile The Witness'ın açık dünya adası bizleri bekliyor. Etraf o kadar renkli, o kadar cıvıl cıvıl ki koşup oynayasınız geliyor. Nihayetinde tek başınıza olduğunuzu fark edip ilk bulmaca için kafa yormaya başlıyorsunuz.
The Witness oyunculara çözmeleri gereken 650'den fazla bulmaca sunuyor. Blow, bu konuda ortalama bir oyuncunun tüm bulmacaları çözmesi için 80 saatlik bir süre harcaması gerektiğini söylüyor. Tabii ne kadar zeki bir oyuncu olduğunuzu gösterip bu sürenin çok daha altına inmek elbette ki sizlerin elinde.
Nereden başlasam acaba?
Oyunda 650'den fazla bulmaca çözüm bekliyor olacak dedik. Tabii oyunu bitirmeniz için bu bulmacaların hepsini çözmeniz zorunlu değil. The Witness'ın adası on üç farklı bölgeye ayrılıyor ve her bölge kendi içerisinde zorlu bulmacalara ev sahipliği yapıyor. Bu bölgelerin içerisinde yer alan son bulmaca ise ana tepedeki merkeze altın bir turret üzerinden lazer ışınlamanızı sağlıyor.
İlerleyiş konusunda ise size belli bir güzergah zorunlu kılınmıyor. Adanın açık dünyası sayesinde dilediğiniz yere gitmekte özgürsünüz. Bahsettiğimiz üzere final noktasına ulaşmak istiyorsanız da gerekli bulmacaları sırasıyla çözmeniz gerekiyor.
Noktaları anlamak!
Oyunda çok çeşitli bulmacalar yer alıyor. Bunlar içerisinde; labirentler arasında dolaşmak, ufukta bir resmi doğru bir şekilde hizalamak, matematik, simetrik bir şekilde başlangıç ve bitiş noktalarına ulaşmak ile çok sevdiğimiz tetris küplerini tamamlamak gibi atraksiyonlar yer alıyor.
Jonathan Blow'un bulmacalar konusunda çok sağlam bir şekilde çalıştığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu bulmacaların çözümü konusunda görme ve işitsel duyunuzu tam anlamıyla kullanmanız gerekiyor. Bazen optik ilüzyonlar ve derinlik algısı sınırları zorlayacak kıvamda olabiliyor.
Optik ilüzyona güzel bir örnek. İlk resimde A noktası, B noktasına göre gri renkte gözükmesine rağmen ikinci resimde bir fark olmadığını görüyoruz.
Her başlangıç bulmacası ilerisi için mekanikleri anlamak adına oyunculara basit çözüm yolları sunuyor. Bulmacalar ilerledikçe de bu mekanikler karmaşık bir hale bürünüyorlar. İşte bu noktada sıklıkla kullandığımız; 'Hiç birşey göründüğü gibi değildir.' sözü tam da The Witness'ın bulmacaları için kullanabileceğimiz bir ifade halini alıyor.
Ekran kilidi yapasım geldi!
Brute force kıvamında kombinasyonlar ile sonuca ulaşmanız işten bile değil.
Bulmacaların çözümü için etrafımızdaki nesnelerin yansımalarını, gölgelerini, duruşlarını çok iyi bir şekilde analiz etmemiz gerekiyor. Bulmacaların mantığını çözdüğünüzde ise gerisi çorap söküğü gibi kolaylaşabiliyor. Ta ki bir sonraki bulmacaya kadar!
Oyunun atmosferi ise konseptine uygun olarak herşeyiyle sizin bulmacalara odaklanmanızı sağlıyor. Çünkü oyunda sizin dikkatinizi dağıtacak tek bir müzik, ağaçlarda cıvıldıyan kuşlar veya NPC'ler yok. Etrafın o renkli atmosferine daldığınız anlarda bile küçük bir panelle kesiştiğinizde kendinizi birden onun yanında bulmanız, bu seçimin ne denli yerinde olduğunu bizlere hatırlatıyor.
Oyun boyunca bulmacaları çözmek dışında çok fazla yapacağınız birşey yok. Bazı gizli bölümlerde bulacağınız ses kayıtları ile video klipler sizlere yapımcının hayat felsefesi ve oyunun hikayesi konusunda fikir vermeyi hedefliyor. 'Bazı teoremler kafa ayarı gerektirecek cinsten.'
Bu ses kayıtları ve video kliplerde B.F. Skinner, Ashley Johnson, Phil LaMarr, Matthew Waterson, Terra Deva ve klasik bir dökümantasyon olanConnections'ın sunucusu James Burke gibi önemli isimlerin imzası yer alıyor.
The Witness oynamak için ipuçları;
1-) Yanınıza kareli bir not defteri almak zaman zaman çok işinize yarayacaktır.
2-) Oyunda ışıklandırma, gölgeler ve nesnelerin duruşları çok önemli. Bu yüzden bulmacaları çözerken etrafınıza göz atmayı ihmal etmeyin. Her açıyı deneyin.
3-) Eğer bir bulmacada tıkandıysanız çok fazla onun üzerinde zaman harcamayın. Bir sonraki bölgede başka bir bulmaca onu çözme konusunda size yardımcı olabilir.
4-) Zaman zaman mola verin. Sinir krizine girmeye hiç gerek yok. Sıcak bir kahve iyi gelecektir.
5-) Bulmacaları çözerken simetri oldukça önem taşıyor. Bazen çıkılmaz sandığınız bir bulmacanın çözümü çok basit bir şekilde sizi bekliyor olabilir.
6-) Panel bulmacalarında sonuca ulaşamadığınızda bir önceki bulmacaya dönmek zorunda kalacağınızdan çözüm yoluna direkt başlamadan önce güzergah üzerinden noktayı aktif etmeden gidebilirsiniz.
7-) Adada dolaşırken etrafınızdaki çizimleri, görüntüleri aklınızda tutmayı veya ekran görüntüsü almayı ihmal etmeyin. Bir sonraki noktada ihtiyacınız olabilir. PS4'te Share tuşunu sıklıkla kullanmaktan kaçınmayın.
8-) Renk körü müyüm anne? Evet, sıkça renkler ile muhattap oluyorsunuz. ‘Hiç birşey göründüğü gibi değildir.’ yaklaşımını göz önünde bulundurun ve etrafınızı iyi kolaçan edin.
9-) Arkadaşlarınızla ya da sevdiklerinizle birlikte oynayın. Sizin göremediğiniz bir ayrıntıyı onlar görebilirler. Hem böylece oyundan aldığınız zevk bir kat daha artacaktır.
10-) Son olarak sakın pes etmeyin!
- +Ustaca hazırlanmış bulmacalar
- +Bir ressamın elinden fırlamış grafikleri
- +Mücadeleye teşvik etmesi
- +Teorilerle kafa kurcalaması
- -Bazı noktalarda boşluk hissine kapılabiliyorsunuz
[youtube src="tk-RsawGjPY"][/youtube]
This post have 0 [blogger]
EmoticonEmoticon