GOTHAM: "THE BALL OF MUD AND MEANNESS" İNCELEMESİ
Bruce Wayne odaklı bölümler genelde iyi oluyor. Zaten niye olmasın ki? Yavru Batman'i ders çalışırken bile görsek yeter, biz gerekli şeyleri oradan çıkartırız. Dizi bunu güzel verdi bu bölümde. Hiçbir şeyi net söylemedi, ters köşeleri açığa çıkartmadı ve izleyiciye bıraktı.
Alfred ve Bruce'un Matches Malone'u bulmak için çıktıkları serüven oldukça eğlenceliydi. Alfred ve Cupcake'in dövüşünde çok eğlendim. Cupcake oldukça eğlenceli bir karakter, umarım ileride bir iki kere daha görebiliriz kendisini. Alfred'in Bruce'a ders vererek dövüşmesi hoşuma gitti. İleride Batman olarak çok kullanacak Alfred'in dediklerini, özellikle Killer Croc ve Bane gibi kendisinden 10 kat güçlü kişilerle dövüşürken. Belki Superman'i de ekleyebiliriz bu listeye değil mi? Alfred gerçekten harika bir karakter. Zaten şu aralar Alfred'in gençliğini anlatan bir spin-off dizisi için görüşmeler başlamış. İngiliz İstihbaratı'nda çalıştığı günleri konu alacağı söyleniyor. Olsa da izlesek!
Bölümde dikkatimi çeken bir konu gördüğümüz üç yeni kötü karakterin oldukça sevilesi, empati kurulası tipler olduğuydu. Cupcake'ten sonra "dişi Joker" olarak adlandırabileceğimiz Jeri'yi gördük. Tank Girl ve Orange is The New Black dizisinden tanıdığımız Lori Petty harikaydı. Sezon başlamadan önce yapımcılar dizide Joker'i andıran bir çok kişi göreceğimizi söylemişlerdi. Heath Ledger'ın Joker'i ile Flashpoint hikayesindeki Joker'in (Martha Wayne) karışımı bir karakter olmuş Jeri. Kesinlikle Joker ile bir bağlantısı yok bunu belirtmek gerekiyor, sadece kaostan beslenen ve ortalığı karıştırmayı seven biri. Uzun uzun izlemek isterdim kendisini.
Daha önce incelemelerimde bahsettiğim gibi Matches Malone Bruce'un ileride kullanacağı gizli kimliklerinden biri. Neden bu ismi tercih edip ailesini vuran kişi olduğunu söylüyorlar diye anlamakta zorlanıyordum. Bu bölümde çok net belli oldu. Bruce ailesinin katilini bulmak için gittiğinde karşısında hayata yenilmiş, kötü şeyler yapmak zorunda kalmış ve işlediği günahlardan kurtulmayı bekleyen birini buldu. Matches Malone'un kesinlikle ailesini öldürdüğünü düşünmüyorum. Bruce'un Jim Gordon'a bunu deme sebebi konuyu kapatmak istemesi bence. Bruce ailesinin katilini aramaya gitti ama bulduğu şey aslında çok daha önemliydi. Gotham şehrinin insanları ne hale getirdiğini gördü. Alfred'e yazdığı mektupta bunu zaten belirtiyor.
Bu bölüm kusursuz olabilirdi ama Penguin sahneleri dizinin dinamiğini çok bozdu. Daha önce de dedim, Penguin'in hikayesi sezon arasından önce tamamlanmıştı. Arkham'a gönderildikten sonra yaşadıklarının bize pek bir etkisi yok şu an. 3 haftadır arka arkaya harika bölümler izliyoruz ama Penguin sahneleri hep ritmi bozuyor. Kendimi tekrar etmek de istemiyorum ama biraz daha az Penguin hepimizin yararına olacaktır.
Edward Nygma'yı örnek alalım. Neredeyse her bölüm ufak ufak kendisini görüyoruz ve duyduğumuz 2-3 cümle ile kaderine doğru ilerliyor. Bugün ünlü yeşil soru işaretini de gördük. Penguin'i de böyle işleyebilirler. Riddler'ın doğuşunu bize çaktırmadan (ana karakteri olduğu bölümleri saymazsak) çay kaşığı ile besleyerek bu hale getirdiler. Bir yandan iyi bir şey yaparken diğer tarafta nasıl başarısız oluyorlar merak ediyorum.
Gelelim çizgi roman göndermelerine. Çoğunu aynı bölümde geçti. Cupcake'in ekibinin adı Mutants. Biz bu grubu nereden biliyoruz? Hayır X-Men'den değil. Frank Miller'ın efsanevi The Dark Knight Returns hikayesinde yaşlı Batman'in Batmobil (Tank?) ile şov yaptığı, kafa göz daldığı elemanların adı da Mutants. Hoş bir gönderme olmuş. Fakat benim anlamadığım Mutants'takilerin bıçak oyunu esnasında Solomon Grundy diye bağırmasıydı. Marco Polo (sıcak/soğuk) oyunu gibi bir şey mi bu? Sempatiklik olsun diye mi öyle demişler? Kafamı karıştırdınız hınzırlar!
This post have 0 [blogger]
EmoticonEmoticon